Unilever’in bu soruya yanıtı: Neden olmasın?
Ajansların bekasını tehdit eden bir numaralı unsur olarak danışmanlık şirketleri düşünülüyorsa da, bu konuda bir alternatif oluşturma potansiyeli taşıyan startup’ları da unutmamalı.
Dünyanın en büyük reklamverenlerinden Unilever, geçtiğimiz aylarda ciddi oranda kesintiye gittiği ajans ve prodüksiyon maliyetlerinin yarattığı açığı brief’lediği startup’lardan gelecek işlerle dengelemeyi planlıyor.
2017’nin ilk yarısında ajans harcamalarını yüzde 17 oranında azaltan Unilever, bu hamlesiyle eş zamanlı olarak girişimcilerle de daha yakın bir ilişkiye girdi. Geçtiğimiz altı ay içinde Singapur ve İrlanda’da pazarlama ekiplerinin 50’ye yakın startup’la dirsek temasında çalışabilecekleri paylaşımlı çalışma alanları kuran Unilever’in bu hamleyi ABD, Avrupa ve Asya’da daha da yaygınlaştırmayı planladığı konuşuluyor.
Bu hamleyle pazarlama büteçesinin bir kısmını kullanıcı tarafından üretilen içerik platformu Vidsy ve influencer marketing teknolojisi üzerine çalışan Mavrck gibi startup’lara kaydırmayı hedefleyen Unilever; halihazırda (daha önce çeşitli ajanslar tarafından yapılan) tüketici araştırmaları, sosyal dinleme ve içerik üretimi gibi kalemleri startup’lar üzerinden çözmeyi sürdürüyor.
Unilever Global Pazarlama EVP’si Aline Santos ve ekibi tarafından yürütülen ve Unilever’in tüm dünyada çalıştığı 3 bin ajansın durumunu kırılgan bir hale getiren kesinti Kraft Heinz’ın Şubat ayında Unilever’i satın almak için yaptığı başarısız hamlenin ardından başlamıştı.
Konuya dair açıklamalarda bulunan Santos’un sorduğu bir soru, hem reklamveren hem de ajans dünyasının önümüzdeki günlerde gündemine alması ve bir şekilde cevaplaması gereken cinsten: “Geleneksel ajans modeli çok büyük bir baskıyla karşı karşıya hatta bu baskı firmaların karşılaştığı baskıdan da büyük. Ajanslar kendilerini çok çabuk bir şekilde yeniden keşfetmek durumundalar zira yaptıkları iş bugün itibarıyla çok daha basit, ucuz ve otantik biçimde yapılabilir hale geldi. Geleneksel ajanslara sorum şu: bu konu hakkında ne yapıyorsunuz?”
Yazı: Seb Joseph / Kaynak: Digiday