Mağazalar, markaların müşterilerine etkileyici deneyimler sundukları alanlara dönüştü. Sürdürülebilirliğin, sanatın ve teknolojinin de dahil olduğu “hayatın içinden” gelen yeni mağazacılık konseptlerini Boyner Büyük Mağazacılık Pazarlama ve Marka Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Nurçin Koçoğlu ile konuştuk.
Günümüzün mağaza tasarımları alışveriş deneyimine nasıl etki ediyor?
Son birkaç yıllık süreçte deneyim konusunda ciddi bir dönüşüm var Türkiye’de. Bizler de bu dönüşüme ayak uydurmak için yatırımlar yapmaya başladık. Pandeminin sonlanmasıyla Boyner Cadde mağazamızla ilk dönüşüm hareketi başladı. Burada daha önce mağazalarımızda denemediğimiz yenilikçi bir konseptle deneyimi ön plana çıkardık. Buna Boyner İstinye mağazasında devam ediyoruz.
Costa Coffee, içeride bir dinlenme noktası hatta bir buluşma noktası olabilsin diye burada. Boble Tea’ye ilk kez mağazalarımızda yer verdik. Bir aksesuar, kendini ifade etme biçimine dönüşen nail art da deneyimin bir parçası haline geldi.
Aldığınız bir kıyafeti boyayabildiğiniz, çeşitli sticker’larla kendinize özel bir tasarım haline getirebildiğiniz kişiselleştirme alanında hiç kimsede olmayan, yalnızca sizi yansıtan çeşitli giyim ürünlerine sahip olabiliyorsunuz. İleridönüştürülmüş materyallerin kullanıldığı sanat eserleri, farklı bükme teknikleriyle yapılmış çiçekler, çocuklara özel tasarımlar ve dijital sanat da mağazamızda kendine yer buluyor. Mağazayı gezerken sanki bir sanat galerisinde geziyormuş hissi yaratmak istedik.
Spor ve dinamik yaşam odaklı mağazacılık anlayışımızdan doğan Boyner Dynamic’ten ilham alarak 8-16 yaş grubu için sporun hangi dalıyla ilgileniyorlarsa içinde onlara dair deneyimlerin ve interaktif dijital çözümlerin yer aldığı mağazacılık konsepti Dynamic Teen’i de nisan ayında devreye aldık.
Dijital dönüşüm ve yapay zekâ bütün bu alışveriş deneyimlerinin geleceği için neler vaat ediyor?
Dijitalleşme ile birlikte görsellerin ön plana çıktığı online bir deneyime kavuştuk. Geçtiğimiz yıl yenilediğimiz Boyner Online’da ikinci aşamaya, pazaryeri modeline geçiyoruz. Bu geçişte sonsuz bir seçenekten bahsetmiyoruz. Müşteri istekleri doğrultusunda Boyner filtresinden geçmiş, yeni kategoriler ve markalardan bahsediyoruz.
Hibrit mağazacılık da dijital dönüşümün önemli bir sonucu olarak bugün hayatımızda. Online mağaza ile fiziksel mağaza avantajlarını bir araya getiren bu mağazacılık konseptinde müşterilerimize Boyner Now olarak hizmet veriyoruz.
Fiziksel mağazaların dijitalleşmesi de bir başka gelişme. Burada örneğin giyimde seçimlerinize en uygun seçeneği görebildiğiniz gibi mağazanın içinde o ürüne benzer başka hangi ürünlerin olduğunu da görebiliyorsunuz. Dijital kiosklarımızdan ürünün stok durumunu, ürün bilgisi ve online’da o ürünle ilgili yapılmış yorumları görebiliyorsunuz.
Gelelim yapay zekâya… Online’da alışveriş deneyiminde çok önemli bir nokta olan ürün aramada akıllı ürün sıralamayla kişiselleştirilmiş çözümler sunabiliyoruz. Bir ürünün altında pek çok yorum olabiliyor. Yapay zekâ ile bu yorumları özetlediğimiz bir hizmetimiz var. Görsel tanıma hizmetimizle ürün bilgilerinde müşterilerimizin aradığı bilgi yoksa bu eksiği giderebiliyoruz.
Diğer taraftan fabrika markamızla E 4.0 Design Studio işbirliğiyle yapay zekâ kullanarak bir koleksiyon tasarladık. Bu kapsül koleksiyon minimum üç ay olan tasarım sürecimizi bir aya indirdi.
Dönüşümün bir de yeşil tarafı var. Perakende sektörü bu dönüşümde nasıl bir rol oynuyor? Boyner’in sürdürülebilirlik için attığı güncel adımlar neler?
Boyner Cadde’nin tasarımıyla çevre dostu bir mağaza olarak sertifikasyonunu alması en belirgin adımlarımızdan. Yağmur suyunun arıtılması bir yana dönüştürülmüş kumaşlardan puflara ve sanat eserlerine kadar ciddi ileridönüşüm örneklerini sunan bir mağazacılık yapısı var Cadde’de. Bunu İstinye Park’ta da sürdürüyoruz. Nivogo ile işbirliği içerisinde 2021’den bu yana kullanılamaz durumdaki ürünleri ekonomiye geri kazandırıyoruz. 8 milyar litre su tasarruf ettik, 1 milyon ürün yenileme ve satışı kazandırdık. 10 milyon kilo karbon emisyonu tasarrufu sağladık bu işbirliğiyle.
Boyner Live Well ile bütünsel iyiliğimiz için hayvanlar üzerinde test edilmemiş, iyi yaşamı destekleyecek sürdürülebilir ürünler bizim için ayrı bir kategori oldu. Satışa sunduğumuz ürünlerin yüzde 15’i de Live Well kategorisi altında yer alıyor.
4 milyonu aşkın plastik poşeti kullanımdan kaldırarak bez çantalara çevirdik. Bir STK ile işbirliği içinde de deprem bölgesindeki 1000 çocuğun okutulmasına bu dönüşümle katkıda bulunuyoruz. Askıda İyilik projemiz var. Burada da belirli ürün setlerini aldığınız zaman bunları ihtiyacı olan gruplarla buluşturuyoruz.
Toplumsal sürdürülebilirlik felsefeniz nedir?
Felsefenin temelinde toplumsal cinsiyet eşitliği var. Kadınların toplumsal hayatın her alanında öne çıkmasını bir demokrasi meselesi olarak görüyoruz. Farkındalık yaratmak adına reklam kampanyaları hayata geçiriyoruz.
Türkiye’de kadının işgücüne katılım oranları malum, dünyanın oldukça gerisinde. Pek çok nedenden dolayı kadınlarımız eğitimini tamamlasa da kariyer hayatına başlayamıyor ya da başlayıp ara vermek zorunda kalıyor. Seninle Tamam projesiyle bu sorunu gözeterek kadınlar için kendi seçecekleri günlerde esnek saatlerde çalışabilecekleri bir yapı kurmaya çalıştık. Bu mağazalardaki pozisyon, lojistiğe dair pozisyonlar veya merkez ofiste olabiliyor. Kadın adayımızın geçmiş tecrübelerine ya da eğitimine göre çeşitlendirebileceğimiz, onun sürdürebileceği bir yapıda iş olanaklarını sunuyoruz.
Örneğin Fabrika’da terlik ve boncuk çanta koleksiyonu yapıyoruz kadınlarımızla. Edirne’de Keşan Köyü’nde, daha önce hiç kendi parasını kazanmamış kadınlara makrome tekniğini kullanabilecekleri bir iş dalını öğrettik. Ardından kendi hızlarında kendi istedikleri zamanlarda terlikleri ürettiler, biz de mağazalarımızda ve online’da satışa sunduk ve beğeniyle karşılandı. Bir sonraki sene de boncuk çantaları yapmak için Sakarya Akyazı’da eğitimler verdik. Yine burada da pek çok kadınımız ilk kez kendi paralarını kazandılar. Bugüne kadar toplamda 10 bin adet terlik, 6 bin 500 adet çanta ürettiler ve 100’ü aşkın kadınımız projenin bir parçası oldu.
İşin bir de işyeri yansıması var. Kadın çalışan oranımız toplam sahayla birlikte yüzde 49. Merkez ofisimizde ise yüzde 52’deyiz. Üst yönetimde yüzde 60’ları geçtiğimiz dönemler oluyor. Burada eşitlikçi bir politika olduğunu bir kadın olarak rahatlıkla söyleyebilirim.
Türkiye’nin önünde enflasyonla yüzleşmeye devam edeceği zor bir sürecin olduğu dillendiriliyor. Bu süreç sektör açısından nasıl geçecek?
Şu anki mevcut ekonomi politikasıyla paralel bir şekilde talepte daralma beklentisi vardı. Ancak karamsar bir tarafta değiliz. Sürekli yeni ve iyi hissettirecek çözümler, daha iyiye giden deneyimler sunduğumuzdan talep daralmasıyla karşı karşıya kalmadık. Aksine büyümeye devam ettik. Ciroda 2021’e göre yüzde 400’e yakın, 2022’ye göre de yüzde 116 gibi büyümeler elde ettik 2023’te. 2024’te de yine enflasyonun üstünde 3 rakamlı büyümelerle hedeflerimize ulaştık.
Hibrit mağazacılık ayda yüzde 20-25’lerde büyüyerek giden bir iş alanımız. Online’ın payı toplam satışımız içinde şu anda yüzde 26-27’lere gidiyor ve sene sonunda bu oranı yüzde 30’lara çıkmayı hedefliyoruz. Pazaryeri de yine büyüme alanlarımızdan biri olacak.
Haziran ayı itibarıyla Boyner InClub platformunu hayata geçireceğiz. Biliyorsunuz influencer’lar çok önemli bir tavsiye aracı ve onları ayrı bir odak kitlemiz olarak belirliyoruz. Kendi seçkileriyle kazanabilecekleri bir bağlılık programı gibi düşünebilirsiniz bu platformu.