Yaklaşık 164 milyar dolarlık küresel pazar değeriyle sağlık sektörünün vaat edilmiş toprakları niteliğinde OTC ürünler. Sağlık bakımı konusunda araştırma yapma, denemede bulunma ve karar alma misyonlarının doktorlardan hastalara geçmesi ve sağlık tanımının hastalık yönetiminden sürdürülebilir bir sıhhat imkânına kayması OTC pazarı için büyümeden başka bir alternatif olamayacağının garantörü.
Sağlık ekosisteminin en havalı ürünleri şu sıralar OTC ürünler olabilir zira bu ürünler bireysel sağlık yönetimini eline alan bilinçli tüketiciler sınıfının geliştiğinin göstergesi olmanın yanı sıra aynı zamanda da büyük ilaç şirketleri için oldukça vaatkâr potansiyellere gebe. Pfizer, Johnson and Johnson, Sanofi, GSK, Bayer ve Novartis gibi sağlık ve bilim dünyasının önde gelen şirketleri de yatırımlarını bu alanda hızlandırıyorlar. BCC Research’ün “OTC Drugs and Dietary Supplements: Global Markets” raporuna göre 2016 yılı sonu itibarıyla global OTC ilaçlar ve gıda takviyesi ürünleri pazarı, 164 milyar dolarlık bir değere ulaştı. OTC ilaçlar bu pazarın 109 milyar dolarından sorumluyken, gıda takviyesi ürünleri ise 56 milyar dolarlık bir hacim yakalamış durumda. Bu pazarın 2021 yılında yıllık ortalama yüzde 6’lık bir büyümeyle 220 milyar doları bulacağı öngörülüyor.
Mordor Intelligence verilerine göreyse, şu an için Kuzey Amerika ve Batı Avrupa, global pazarın neredeyse yüzde 42’lik bir kısmını; Asya Pasifik ise yüzde 32’sini elinde bulunduruyor. ABD, Fransa, Almanya, Çin ve Japonya satışların en fazla olduğu ilk beş ülke; birlikte pazarın yüzde 56’sına hakimler. Ancak öngörülere göre, bu oranlar yakın gelecekte hatırı sayılır bir dağılım farklılığına maruz kalacaklar. Öyle ki pazarın itici gücünün yavaş yavaş diğer coğrafyalara, özellikle Latin Amerika ve çoğunlukla Asya Pasifik’e kaymasıyla trendlerin öznesi ve büyümenin kaynağı gelişmiş ülkelerdense gelişmekte olan ülkeler olacak gibi görünüyor.
Yükselen pazarlar
Öngörüler, Hindistan’ın en büyük 10 OTC pazarından biri olacağı yönünde. Çin, büyümenin en yüksek oranda seyredeceği ülkelerden biri olacak gibi duruyor. İkincilik konumunda ise Brezilya ve Arjantin’in bulunacağı tahmin ediliyor. Olgun pazarlarda ise OTC ürünlerinin satışında bazı azalmalar yaşanabilir. Örneğin Avrupa’da odak Batı’dan Orta Avrupa’ya doğru kayarken, ABD’de reçeteli tıbbın sağlık pazarını domine edeceğine ve OTC pazarının küçüleceğine yönelik ipuçları gözlemleniyor. Japonya’daki OTC pazarında ise son yıllarda istikrarlı bir gerileme söz konusu.
Avantajlar ve dezavantajlar
Nielsen’in Şubat 2017 tarihli “Capitalizing on Health & Wellness” raporuna göre, artan sağlık maliyetleri nedeniyle tüketiciler hızla farklı tedavi yöntemleri uygulamaya başlıyorlar. Bu yöntemler arasında öne çıkanlarsa, doktor ya da eczane yetkililerinden daha hesaplı tedavi yöntemleri hakkında öneriler talep etmek (yüzde 27), herhangi bir ilacı önerilen kullanım miktarından çok daha az tüketmek (yüzde 21) ve uygun görülen tedaviye başlamadan önce OTC kullanımını denemek (yüzde 20).
Pazarı geliştiren faktörlere gelince… Doğrudan alışverişin mümkün olması, OTC kullanımının uzun vadede sağlık masraflarını azaltması, minör sağlık sorunlarına hitap eden ilaçlara yönelik farkındalığın artması, OTC ürünlerin erişilebilir maliyetleri, sağlık sektöründeki inovasyonları ve gelişmekte olan pazarlarda yasal düzenlemelerin yapılmasıyla birlikte kültürel alışkanlıkların da OTC kullanımını destekleyecek yönde değişim göstermesi başlıca faktörler arasında sayılabilir. Elbette uzmanlar OTC pazarının gelişimine ket vuracak birtakım olasılıkların da dikkatle incelenmesi gerektiği konusunda hemfikir. Reçeteli ilaçların aksine bu ilaçlara kolay ulaşılabilmesi aşırı kullanımı tetikleyebilir. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin eğitim oranları yüksek seyretmeyen kırsal bölgelerinde karşılaşılan hatalı bireysel tanılar, yanlış tedavileri de beraberinde getirebilir. Bu riskler şu an için ciddi birer tehdit olarak varlıklarını sürdürüyor ancak OTC ürünlerin ana akım tercih unsuru olmasını sağlayan birtakım nedenler ve trendler söz konusu. Şimdi onları inceleyelim.
Konforlu yaşlanma
Baby-boomers, giderek çoğalan bir demografik grup. Tıptaki ilerlemeler ve ortalama ömrün dünyanın pek çok yerinde uzaması hane içindeki yaşı ilerlemiş birey sayısında da bir artışı beraberinde getiriyor. Yaşlı grubun bakımının ve sağlık yönetiminin, ev içinde daha konforlu koşullarda inşa edilebilmesi toplumda bir ihtiyaç halini alıyor. OTC ilaçlar da bunu mümkün kıldıkları için günümüzde olduğu gibi gelecekte de büyük bir rol oynayacaklar.
Hastalığa veda
Sağlığın tanımı hastalıkların yönetiminden sıhhat ve zindeliğe kaydıkça, gündelik önlemlerin alınması ve sağlıklı olmanın bir yaşam tarzı haline getirilişi de kaçınılmaz bir durum oluyor. Özellikle milenyum kuşağı ve sonrasında doğan bireylerin yaşamdan bekledikleri haz düzeyi yüksek. Bu da OTC ürünlere olan ilgiyi ve talebi artırıyor. OTC pazarı da tedavi edici olduğu kadar önleyici niteliği yüksek olan ilaçların geliştirilmesine öncelik veriyor.
Gençliğe övgü
Gençlik, insan yaşamının erken basamaklarından biri olmanın ötesine geçerek normatif bir değer haline gelmiş durumda günümüzde. Dolayısıyla gençliğe atfedilen niteliklerin ve yetkinliklerin korunabilmesi ve sürdürülebilmesi birey için önem arz ediyor. Bireysel dinamizmi ve sağlıklı görünümü istikrarlı kılma arzusu, özellikle dermatoloji alanındaki OTC ürünlere olan talebi tetikliyor.
“Kontrol sende”
Interbrand Health’in öne sürdüğü trendlerden biri de “tüketici kontrolü” olarak adlandırılan sağlık konusundaki araştırma, alternatifler deneme ve karar alma süreçlerinin tamamen hastalara ya da tüketicilere kayması eğilimini açıklayan bir değişim. Buna göre, kendi bedenini ve sağlığını keşfe çıkan 21’inci yüzyıl bireyleri her geçen gün daha fazla sayıda ilaç deneyebiliyor. Dolayısıyla aynı sorunla karşılaştığında pek çok farklı tedavi yolunu seçebiliyor. Bunun OTC evrenindeki yansıması ise ilaç şirketlerinin tanımlanmış bir sorun için birden fazla ilaç geliştirmek zorunda kalması olabilir.
Doğa kraldır
Tüketicilerin doğal ürünlere yönelik artan ilgileri OTC dünyası için de geçerli. Özellikle de milenyum anneleri çocuklarının gelişiminde doğal, güvenli ve etkili takviye ürünlerini tercih ediyorlar. Homeopatik ürünler bu trendin yoğunlaştığı kategori oluyor. Sürekli meşgul olan ve çalışan milenyum anneleri, en yakın eczanelerden bu ürünleri temin edebilme ihtiyacında.
Ruhani arayışlar
Sağlık, pek çok birey için yalnızca fiziksel iyi oluştan çok daha fazlası anlamına geliyor günümüzde. Duygusal iyi oluş ve yeni çağ akımıyla değer kazanan ruhani tatmin de sağlığın hatırı sayılır birer bileşeni artık. Bu trend aromaterapi kategorisinin gelişim göstermesini beraberinde getiriyor. Doğal yağlar ve sabunlar ise öne çıkan ürünleri bu kategorinin. Pazar analistleri, aromaterapik ürünler açısından 2017 yılının da büyümenin devam edeceği bir dönem olacağı fikrinde.
Giyilebilir sağlık trendleri
Giyilebilir teknolojilerin de sağlık endüstrisini derinden etkilediği bir gerçek. Spor, hareket ve egzersiz pek çok kişi için vazgeçilmez hale gelmiş durumda. Ancak bu pratiğin geçmiştekinden farkı, Accenture Consulting araştırması “US Patients Want More Digital Health”e göre, bireylerin günümüzde sağlıklarını ve yaşam tarzlarını anbean takip edebilmesini ve ölçümleyebilmesini mümkün kılan ürünler talep etmesinde yatıyor. Dolayısıyla yakın gelecekte eczanelerimizde daha fazla sağlık temelli giyilebilir teknoloji ürünleriyle karşılaşabiliriz.
Huzurlu uykular
Jonathan Crary’nin “7/24” kitabında belirttiği gibi her jenerasyon, kendini önceleyen nesillerden çok daha az uyuyor zira stresin modern hayat şemasında artan bir hâkimiyeti söz konusu. Dolayısıyla uyku sorunları kronik ve global hale geliyor. Bu sorunları tedavi etmeye yönelik OTC ürünler için de pek çok coğrafya elverişli görünüyor zira artık hepimiz uykularımızı bölen dertler yaşıyoruz. Obezite sorunlarına yönelik ilaçlar, probiyotikler ve alerji ilaçları gibi uyku sorunlarını gideren ürünler de OTC pazarı için kazanç vaat ediyor.