Fakir Hausgeräte çatısı altında doğup, yolculuğuna iyi olma halini sahiplenerek başlayan İYO, yeni teknolojilerle, cilt bakımında cinsiyetten bağımsız deneyimler sunuyor. İYO Pazarlama Direktörü Zümrüt Tamer’den markanın hikâyesini dinlerken, dünyadaki yeni yaklaşımlara ve güncel teknolojilere de bakış atıyoruz.
Fakir Hausgeräte çatısı altında yeni bir marka olarak kurulan İYO ile kısa bir süre önce tanıştık. İYO’nun yolculuğu hangi amaç ve vizyon doğrultusunda, nasıl başladı?
Fakir Hausgeräte 90 yıllık köklü geçmişe sahip, Türkiye pazarına ileri teknolojilerdeki doğru ürünlerle girmiş bir marka olsa da yaptığımız araştırmalar sonucunda yeni nesle ayak uydurmak için yeni kategorilerde yeni hedef kitlelere ulaşmamızı sağlayacak bazı revizyonlara ihtiyaç olduğunu gördük. Bununla birlikte, 2025 yılına hazırlanırken “Kendimize neler katabiliriz?”, “Başarıyla sürdürdüğümüz işimizi nasıl bir nesil daha, bir yüzyıl daha büyütebiliriz?” gibi sorulara odaklandık. Bu süreçte küresel anlamda çok büyük bir yankı bulan, dünyadan akın akın gelen bir güzellik trendine denk geldik.
Türkiye’de ufak tefek hareketler var. Güzellik sektöründe belli başlı ürünler var ama bu işi tam olarak sahiplenmiş bir markanın olmadığını gördük ve hemen çalışmalara başladık. Uzmanlığımız ev teknolojileri, güzellik tarafına yatırım yapacaksak bu konuda uzman bir danışmandan destek alarak ilerlemek gerekiyordu. Bu vesileyle Nur Bilen Yavuzer ile yollarımız kesişti ve başladık birlikte markayı örmeye…
İYO, aslında iyi yaşam odağı… İyi olma halini sahiplenen bir marka olarak doğdu. İYO olarak kullanıcılarımız için kendilerinin en iyi versiyonlarını keşfetmelerine ve bunu ortaya çıkarmalarına olanak sağlayan ürünler geliştirdik. Profesyonel olarak yapılan bütün bakımları eve taşıyacak teknolojiler barındıran bir ürün gamı yarattık.
“Sağlıklı yaş almak” söz konusu olduğunda teknoloji burada nasıl bir rol üstleniyor?
Başta söylediğimiz gibi dünyada ciddi bir trend var. Özellikle Uzakdoğu bu işin merkezi. Buradaki faaliyetlere ve fuarlara baktığımızda yeni trendin uzun ömürlülük yani “Longevity” ekseninde olduğunu görüyoruz. Burada iş sadece cilde bakmak değil, aslında nasıl yaşadığımız, nasıl hareket ettiğimiz, nasıl beslendiğimiz… Bunların hepsi bir bütün. Sadece İYO cihazlarını kullanmakla muhteşem bir sonuç alabileceklerini vaat etmiyoruz kullanıcılarımıza.
Biz kliniklerde uygulanan güncel teknolojileri ev tipi cihazlara adapte ettik ama bunu klinik uygulamaların ömrünü uzatmak, uygulama tekrarları arasındaki süreyi uzatmak üzere yaptık. “Cilt bakımının ev ödevi” olarak düşünebilirsiniz İYO’yu… Tıpkı bir doktorun hastasını tedavi ettikten sonra ona nelerden uzak durup neleri yapması gerektiğini söylemesi gibi. Kullanıcılarımıza kendilerinin en iyi olma halinin keşfini sunuyoruz ama sorumluluk onlarda. İyi kremler kullanmalı, iyi beslenmeli, iyi uyumalılar… Teknoloji burada destekleyici bir unsur.
Dünyada hangi teknolojiler yaygın?
Cilt derinliklerine inerek, gözeneklerde etkili ve derinlemesine cilt temizliği yapılmasına yardımcı olan ultrasonik dalga ve pozitif iyon teknolojisi, cilt yüzeyinde yaklaşık 25 bin Hz frekans seviyesinde ses dalgaları yaratarak epidermisin tahriş edilmeden soyulmasını ve ölü hücrelerin, siyah noktaların, tüm cilt kirliliklerinin temizlenmesini sağlayan galvanik ultrason teknolojisi, radyo frekans dalgaları kullanılarak, vücuttaki su moleküllerini ve iyonlarını harekete geçiren ve bu doğrultuda deri altında enerji açığa çıkarak cildi ısıtan teknolojiler oldukça yaygın. Bahsettiğimiz bu ısı, cilt altı bölgelerinde kolajen ve elastin lifleri harekete geçirip dokuları sıkılaştırıyor ve ciltte dolgunlaşma sağlıyor.
Yüzdeki kasları güçlendirip, şekil verirken kas yapısının yoğunluğunu artıran EMS teknolojisi ve mikrocurrent teknolojisi de trendler arasında. Cilt kasları ve cilt hücrelerini uyarmak için yüz ve kozmetik bakımlarda kullanılan düşük seviyeli bir elektrik akımı olarak tanımlayabileceğimiz mikrokurrent enerjisi, yaşlanma karşıtı tedavilerde ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmanın yanı sıra cilde şekil verirken, cilt dokusunu ve tonunu iyileştirmek için sıklıkla kullanılıyor. İYO ürünlerinde de bu teknolojiler mevcut. Hatta bazı ürünlerimizde bu teknolojilerden birkaçı, bir arada bulunabiliyor.
Cilt bakımını evde gerçekleştirenler, yeni ürün ve teknolojilere ne kadar açık?
Çevremize baktığımızda birçok kadının artık çok benzerleştiğini görüyoruz. Bildiğimiz iğneli uygulamalar var. Botokslar, dolgular var. İnsanlar bu tür yeniliklere gerçekten çok ilgililer. Cilt bakımında da durum böyle. Hatta sanılanın aksine erkekler de kadınlar kadar ilgili bu konuya. Bunu Nur Hanım’dan da biliyoruz. Erkeklerin kliniğini sıklıkla ziyaret ettiğini söylüyor.
Erkeklerde genellikle ergenlik çağında akne problemleri çok sık görülüyor. Akne oluşumunu engellemek ve aknenin ciltte kalma süresini kısaltmak için cildin temizlenmesi çok önemli. Daha ileri yaşlarda ihtiyaçlar farklılaşıyor. Yalıkavak Marina’da ilk lansman alanımızı açtığımızda ilk müşterimiz erkekti. Boyun kırışıklıklarını açan bir ürünümüzü satın almıştı. Şu an yolun çok başındayız, net verilerle konuşamayız ama erkek hedef kitlenin de bizi takip ettiğini görüyoruz.
Cinsiyetten ve yaştan bağımsız olarak konumlandırıyoruz markamızı. Renkleri de çok nötr seçtik. Ürün gamımızda antrasitler, griler ve beyazlar hâkim.
“Yaştan bağımsız” dedik ama bu konuda dikkatli davranmak gerekiyor çünkü maalesef cilt bakım uygulama yaşının oldukça aşağılara düştüğünü gözlemliyoruz. Doğru ürünü doğru zamanda kullanmak çok önemli. Bu nedenle oluşturduğumuz ürün gamında buna çok özen gösterdik. Başlangıç seti, ileri yaş anti-aging seti gibi protokoller oluşturacağız.
Gelecek hedefleriyle bitirelim. Önümüzdeki süreçte nasıl projelerle göreceğiz sizleri?
İYO olarak önümüzdeki üç sene içerisinde hedefimiz, dokunabildiğimiz kadar çok tüketiciye dokunmak ve iyi yaşam odağını yerleştirebilmek. Bu doğrultuda ürün gamımızı genişletmeye devam edeceğiz. Sadece cilt bakımı ile sınırlı kalmayıp beden, nefes, su, gıda koruma, ağız sağlığı, hijyen gibi farklı alanlarda ürün geliştirmeye ve tüketicilerimizle buluşturmaya devam edeceğiz.