Çok kanallı, çok markalı ve dijital odaklı global bir ürün şirketine dönüşme stratejisine hız kazandıran FLO Mağazacılık’ın artan marka çeşitliliği ve yeni pazarlardaki faaliyetlerini FLO Mağazacılık Pazarlama ve Büyüme Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Kunt’tan dinledik.
Çok markalı, dolayısıyla geniş bir hedef kitleye sahip ve dijital odaklı bir şirketten bahsediyoruz. Tüm bunlara yön veren pazarlama stratejisinden bahseder misiniz?
Çok kanallı yapımızın amiral gemisi FLO ile tüm aile bireylerine geniş bir marka ve ürün yelpazesiyle ulaşıyoruz. Öte yandan, 150 mağazaya ulaşan Türkiye’nin sneaker ve spor giyim zinciri InStreet ile sokağın ritminden ve dansın enerjisinden ilham alarak spor yaşam tarzını sahipleniyoruz. Bu çok kanallı yapımızın yanı sıra Türkiye’de ayakkabı denince ilk akla gelen markalarımızla, uzun yıllardır her neslin adımlarına eşlik ediyoruz. Her yaşa ve her stile hitap eden geniş marka portföyümüzden aldığımız güçle, pazarlama çalışmalarımızı yoğun bir senkronizasyonla yürütüyoruz. Hem kendi markalarımız olan Kinetix, Polaris, Lumberjack, Butigo hem de lisanslı markalarımız Nine West, U.S. Polo ASSN, Lotto ve Docker’s by Gerli ile tüm kategorilerde güçlü bir varlık gösteriyoruz. Geçtiğimiz günlerde lisansını alarak marka ailemize dahil ettiğimiz global spor markası Reebok için de ayrı bir heyecan duyuyoruz.
Eşine az rastlanır bu çok kanallı ve çok markalı yapımızın pazarlama faaliyetlerine yön verirken tüketicilerimize kulak veriyoruz. Hem araştırma tarafındaki çalışmalarımızı hem de CRM çalışmalarımızı eşzamanlı yürütüyoruz ve teknolojinin gücünden faydalanıyoruz. Örneğin dijital pazarlama çalışmalarımızla geçtiğimiz iki yıl içinde Google tarafından örnek gösterilen altı ayrı case’e imza attık.
Son dönemde FLO’nun yaşadığı dönüşümü nasıl özetlersiniz?
Mağazacılık kanadında iki farklı zincirle ilerlemek dönüşüm yolculuğumuzu daha da zenginleştiriyor. Üç kıtada, 21 ülkede faaliyet gösteriyoruz. 650’nin üzerinde mağazamızın yanı sıra yurtdışında da hem kendi online kanallarımız hem de pazaryeri entegrasyonlarıyla global tüketicilerimizle buluşuyoruz. Çok markalı yapımızla ise daha da fazla ülkeye ulaşıyoruz. Nine West ile Batı Avrupa dahil 40 ülkeye, U.S. Polo ASSN ve Lotto ile diğer markalarımızla çok geniş bir coğrafyada 40’ın üzerinde ülkeye ulaşıyoruz. Bu kadar yaygın ve çoklu iş modelini yürütmek içinse teknolojiye yatırım yapıyoruz. Perakende sektörüne öncülük edecek, müşteri deneyimini geliştirecek, alışverişte online ve offline kanallar arasındaki duvarları ortadan kaldıracak dijital çözümleri üretiyoruz. 2022 yılına, “Türkiye’nin FLO’sunu globalde büyüteceğiz” parolasıyla başladık ve emin adımlarla ilerliyoruz.
Son dönemde tekstil markalarının da ayakkabı pazarındaki payı artıyor. Bu rekabette FLO nasıl bir konuma sahip? İletişimde hangi unsurları öne çıkarıyorsunuz?
Biz konuya biraz daha farklı yaklaşıyoruz. Az önce sözünü ettiğim dönüşüm süreci FLO olarak bizleri çok farklı bir noktaya taşıyor. Biz yıllarca “Türkiye’nin Ayakkabıcısı” olarak tanındık, bu misyonla hareket ettik ama bugün geldiğimiz noktada biz de artık spor tekstili kategorisinde iddialı bir oyuncuyuz. Diğer perakende firmalarından farklı olarak bizim çok markalı yapımız ayakkabı kategorisinin yanı sıra spor tekstilinde de güçlü bir varlık göstermemizi sağlıyor. Kinetix, Lumberjack ve Lotto’nun spor giyimde önemli bir ağırlığı var. Şimdi bunların yanına bir de Reebok’ı ekliyoruz. InStreet mağazalarımızda spor tekstil ürünleri önemli bir yer tutuyor. Özellikle pandemi ve sonrasındaki dönemde spor giyimin yükselişi hem ayakkabıda hem de tekstilde öne çıkan bir trend olarak karşımıza çıkıyor. Biz tam da bu noktada tüketicilerin bu eğilimini karşılayacak ayakkabı, spor tekstil ve aksesuar koleksiyonlarını tüketicilerimizle buluşturuyoruz.
Marka çeşitliliğini giderek artırdığınız görülüyor. Bu, FLO için ne ifade ediyor? Nasıl bir yatırımdan söz ediyoruz?
Portföyümüzdeki markalar bizim farklı farklı hedef kitlelere aynı anda temas edebilme yetkinliğimizi artırıyor. Örneğin, kadın kategoriyi ele alalım. Butigo ile genç kadınlara hayatlarının her alanında giyebilecekleri çok renkli, trendy ve bütçe dostu koleksiyonlar sunuyoruz ve bu hedef kitlenin ihtiyacına yönelik sosyal medya kanallarında ağırlıklı bir iletişim yürütüyoruz. New York modasını İstanbul’a taşıdığımız Nine West ile 25 – 35 yaş arası cesur, özgüvenli ve stil sahibi kadınlara ulaşıyoruz. İlkbahar sezonunu karşıladığımız “New York to İstanbul – Nine West” etkinliğimiz geniş yankı uyandırdı. “Paylaşılacak Bir Hikâye Daha” diye her fırsatta kendini doğaya atanlara ise Lumberjack markamızın spor ve outdoor koleksiyonlarını sunuyor, yeni rotalarına eşlik ediyoruz. Polaris ile daha ileri yaş gruplarına konforu ve rahatlığı sunuyoruz, özellikle Anneler Günü’nü ayrı bir özenle ele alıyoruz. Erkek ve çocuk kategorisinde de aynı şekilde farklı markalarımızla farklı hedef kitlelere dokunuyoruz. Bu markalarımızın hepsi bizim daha geniş ve farklılaştırılmış müşteri kitlelerinin ihtiyaçlarına yanıt vermemiz açısından çok değerli. Şirket olarak stratejik hedeflerimize ulaşmamızın yolunun da güçlü ve geniş bir marka ailesine sahip olmaktan geçtiğine inanıyoruz. Marka portföyümüzün güçlü olması aynı zamanda dağıtım kanallarımızda elimizin daha da güçlenmesini sağlıyor.
Ayakkabı satışlarınızda offline ve online’ın payı nedir? Pandemiyle hızlanan dijital dönüşümün FLO’nun müşteri deneyimini iyileştirme planları üzerinde nasıl bir etkisi oldu?
Pandemi öncesinde yüzde 12’lerde olan e-ticaretin oranı, pandemi sonrasında yüzde 20 bandına oturdu. Biz online kanallara pandemi öncesinde yatırım yapmaya başlamıştık ve elbette pandemi bu yatırımları hızlandırdı. Bizim amacımız, tüketicilerimize dokunduğumuz e-ticaret, mağaza, sosyal medya gibi tüm kanallarda, teknolojinin tüm imkânlarını kullanarak tüketicimize bütünleşik bir hizmet ağı oluşturmak. Çünkü günümüzde tüketicilerin satın alma noktaları kemikleşmiş olmaktan çıktı. Aynı müşterimiz bir alışverişini FLO uygulaması üzerinden yaparken diğer alışverişini mağazadan yapabiliyor. Hatta bir sonraki alışverişini ise takip ettiği bir influencer’ın verdiği link üzerinden tamamlayabiliyor. Dolayısıyla tüketici aynı olsa da mecralar arasında akışkanlık fazla. Bu yüzden tüm kanallarımızı 360 derece birbirine örerek tek bir tüketici deneyimi yaratmaya çalışıyoruz. Örneğin FLO Dijital projemiz sayesinde tüketicilerimiz online’dan satın aldıkları bir ürünü dilerlerse mağazadan deneyerek teslim alabiliyor, dilerlerse de mağazadan satın alıp poşet taşımadan günlerine devam edip ürülerini adreslerine gönderebiliyor.