MediaCat olarak her ay farklı bir konuk yazarı ağırladığımız CMO Perspektifi köşemizde bu ay, enerji sektörünün dönüm noktasına ışık tuttuk.
“Dünyamızın korunarak gelecek nesillere aktarılması ve kaynaklarımızın verimli kullanımıyla birlikte sürdürülebilir kalkınma ve refahın eşitlikçi paylaşımı için enerji sektörünün çok kritik bir öneme sahip olduğunu” söyleyen Aygaz Pazarlama Direktörü Ercüment Polat, dijitalleşmenin enerji sektörüne etkileriyle birlikte geleceğe dair yenilenebilir enerji senaryolarını anlattı.
Enerjide dönüm noktası
Gelişen teknoloji ve beraberinde gelen dijitalleşme, kurumların odaklarını, stratejilerini ve günlük operasyonlarını değiştirmeye devam ediyor. Tüm sektörlerde olduğu gibi enerji sektöründe de şirketlerin başarısı gelişen teknolojiyi ne kadar iyi kullandıkları, süreçlerine ne ölçüde entegre edebildikleri ve ne kadar hızlı dijitalleşebildikleri ile doğru orantılı olacak. Şirketler bunu başarabilmek için teknolojinin gelişim hızına ayak uydurabilmeli, yalın ve dinamik süreçler kurabilmeli ve en önemlisi pazarlama, Ar-Ge ve bilişim departmanlarını her zamankinden daha yakın işbirliğinde tutmalı.
Teknolojideki gelişmeler, bizler için yeni yatırımları gerekli kılarken sunduğumuz hizmeti daha da geliştirmek için birçok fırsatı da beraberinde getiriyor. Buna bağlı olarak dijital dönüşüm çok önemli bir gündem maddesi. Bilgi ve hizmete çok kolay ulaşılmasını sağlayan bu dönüşüm, şirket stratejilerini yeniden şekillendirirken, müşteri talep ve beklentilerini de hız ve şeffaflık çerçevesinde artırıyor. Bu çerçevede hem süreçlerimizi yeniliyor hem de müşterimizin beklentilerini aşan, hayatlarını kolaylaştıran dijital çözümleri geliştirmek için yoğun çaba harcıyoruz.
Ancak işimiz sadece süreçlerimizi geliştirmekle de bitmiyor. Bu gelişimi müşterilerimize etkin bir şekilde ve onların istediği, takip ettiği mecralardan anlatmamız gerekiyor. Bu çerçevede, iletişim planlarımızı da yeniden şekillendiriyoruz. İletişimin sürekliliğine inanıyor ve tüm ürünlerimiz için iletişim yatırımlarımızı sürdürülebilirlik ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde geliştiriyoruz. Hızlanan ve gelişen bilgi akışı büyük veriyi beraberinde getiriyor ve şirketlere müşterilerine ulaşmak için çok farklı fırsatlar sunuyor. Dijital ve mobil mecraların gelişimi gerek iletişim gerek satış konusunda yeni kanallar yaratıyor ve yaratmaya devam edecek. Bu noktada şirketler, bu veriyi anlamlı kılma ve kanalları değerlendirme performansları ile de öne çıkacaktır.
Dijitalleşme süreci
Dijitalleşme sürecinde; e-ticaret, paylaşım ekonomisi, endüstri 4.0, nesnelerin interneti ve genel olarak dijital platformlar sürekli şirketlerin gündeminde ilk sıralarda yer alacaktır.
Enerji sektörünü en az dijitalleşme kadar etkileyen bir başka unsur da çevre ve sürdürülebilir kalkınma. Sektörümüz uzun bir dönüşüm sürecinin önemli bir noktasında; enerji talebi, demografik değişim, ekonomik kalkınma, jeopolitik kriterler, iklim değişikliği ve teknolojik gelişmelerle şekillenecek. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı ve COP 21 Paris kararları, çevresel zararı minimize ederek küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin önlenmesi konusunda çok önemli ve bağlayıcılığı yüksek unsurlar barındırıyor. Bu süreçte enerji arzında güvenlik ve eşitliğin, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir şekilde sağlanması en önemli hedef olacak.
Küresel enerji talebinde 40 yılda yüzde 40 artış
Günümüzde, küresel enerji talebinin yaklaşık yüzde 80’i fosil yakıtlarla karşılanıyor. Gelişen teknoloji ve verimliliğe yönelik çalışmaların da etkisiyle 2030’da kişi başı enerji tüketiminin sabitleneceği ancak nüfusun da etkisiyle toplam talebin 2060’a kadar yüzde 40 büyüyeceği, elektrik talebinin ise iki katına çıkacağı öngörülüyor. Artan talebin karşılanmasında enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve çevreye duyarlı kaynaklara verilen ağırlığın artması kaçınılmaz. Çeşitli kaynaklar, Türkiye’de yenilenebilir enerjinin genel enerji tüketimi içerisindeki payının yüzde 3’e ulaştığını gösteriyor. Bu rakam dünya ortalamasının bir miktar üzerinde olsa da henüz Avrupa’nın gerisinde. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların artacağını söyleyebiliriz. Bununla birlikte en iyimser senaryolar dahi 2060’da enerji talebinin yüzde 50’e yakınının fosil yakıtlarla karşılanmaya devam edeceğini gösteriyor.
LPG; konutlarda, endüstrinin çeşitli alanlarında ve Türkiye’de de hepimizin aşina olduğu gibi karayolu ulaşımında en çevreci alternatiflerden biri konumunda. Son dönemlere özellikle de geçtiğimiz yıla baktığımızda, genel enerji tüketimi içerisinde en hızlı büyüyen kaynaklar yenilenebilir enerji ve LPG oldu. Dünyamızın korunarak gelecek nesillere aktarılması, kaynaklarımızın verimli kullanımıyla sürdürülebilir kalkınma ve refahın eşitlikçi paylaşımı için enerji sektörü çok kritik bir öneme sahip. Bu süreçte LPG, çevreci, kolay ulaşılabilir ve verimli bir yakıt olarak ön plana çıkacaktır.